Müslümanların Filistinlilere Sahip Çıkması Gerekiyor
İsrait bir kez daha Müslümanlara siz birlik olmazsanız biz size dünyanın gözü önünde zulmederiz dedi ve bu Ramazan'ı da Müslümanlara zehir etti.
Değerli okurlar, hatırlayacağınız üzere ABD’nin Kudüs kararı üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aralık 2017’de "ABD Başkanı Trump'ın aldığı Kudüs kararanı Türkiye açısından yok hükmündedir. İsrail bir terör devletidir. Kudüs, bizim gözümüzün nurudur. Çocuk katili bir ülkenin insafına terk etmeyeceğiz. İşgal ve yağmadan başka hiçbir değeri olmayan bir devletin insafına da bırakmayacağız." ifadelerini kullanmış ve ABD ile İtrail’in politikasına karşı olduğunu apaçık ortaya koymuş, ABD’nin Kudüs kararının yok hükmünde olduğunu ifade etmişti. Yaklaşık 6 ay gibi bir zaman geçti ve Erdoğan bu konuda kararlığını -hamdolsun- sürdürüyor ve inanıyorum ki sürdürecek de...
TRUMP’IN YAHUDİLER ELİNDE BİR KUKLA OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİM
Yazılarımı takip edenler, "Trump'ın Kudüs Kararı" başlıklı yazımdan çok iyi hatırlayacaktır; Trump’ın Yahudiler elinde bir kukla olduğunu söylemiştim. Nitekim hala aynı düşüncedeyim ve bana göre Trump’ın attığı adımlar da iddiamı doğrular nitelikte.
Yine hatırlayacağınız üzere, 2017 yılında Erdoğan’ın çabaları sonuç vermiş, ABD’nin tehditlerine rağmen Türkiye ile Yemen tarafından hazırlanan ve Birleşmiş Milletler'e (BM) üye tüm devletlere "Kudüs'te diplomatik misyon kurmaktan kaçınma" çağrısı yapan karar tasarısı, BM Genel Kurulu'nda 128 oyla kabul edilmişti. Dolayısıyla BM verdiği kararda, BM üyesi tüm devletlere "Kudüs'te diplomatik misyon kurmaktan kaçınma" çağrısı yaparak, bu kurala uyulmasını istemişti.
ABD, uluslararası hukuku, BM kararlarnı ve tarihi gerçekleri bir kez daha görmezden geldi. Başka bir ifadeyle zerre tınlamadı dünyayı. Aslında bunu hep yapıyor. Ve şimdi ABD, İsrait Büyükelçiliğini Kudüse taşıdı. Üstelik bu hamleyi de Nekbe (Felaket) gününün 70. Yıldönümü'ne denk getirerek aslında bir provakasyona imza attı. ABD’nin cesaret verdiği ve gerçekte her anlamda koruyup kolladığı işgalci terör devlet İsrail, dünyanın gözü önünde utanmadan ve zerre çekinmeden ABD’nin elçiliğini Kudüs'e taşımasını barışçıl gösterilerle protesto eden masum 62 Filistinliyi katletti ve 2 bin 700 kadar kişiyi de yaraladı. Müslümanlar olarak bizler de kınadık (!) Kınamayı da fena öğrendik bu arada... Kına kına nereye kadar! Somut adım atılmadıktan sonra bu zalimler zulümlerinde daha çok ısrar edeceklerdir. Zira bugün gelinen noktada tam da durum bu... (62 tane Siyonisti öldür bakalım bir daha bu cesareti gösterecekler mi? Alışmış bu köpekler. Biliyorlar ki dünya sadece kınayacak... Devamı yok...)
Devlet olarak, vatandaşlar olarak, günlerdir vicdan sahibi herkesi ve devletleri, ABD ve İsrail aleyhine tavır almaya, haksızlıklarını haykırmaya ve Filistin halkı ile dayanışmaya çağırıyoruz. Erdoğan'ın çabaları ve duyarlı Müslümanların tepkileri sayesinde;
- BM İnsan Hakları Konseyi, İsrail’in Gazze’de yaptığı katliamı kınadı. İsrail'in Gazze'de yaptığı katliam için BM İnsan Hakları Konseyi, bağımsız bir soruşturma komisyonu kurulması için çağrıda bulundu.
-56 ülkeden oluşan İslam İşbirliği Teşkilatı, (İİT) 30 maddelik Kudüs bildirgesi yayımladı. (Okumanızı mutlaka tavsiye ederim.)
Bunlar elbette yetmez ama bunları da olumlu birer adım olarak görmek durumundayız. Bu kararlar ne kadar uygulanacak, nasıl olacak, olabilir mi? Bunlar tartışılır. Tüm dünya Müslümanlarının mazlum Filistin halkına ve elbette tüm mazlumlara sahip çıkması gerekir.
Hiçbir şey olmasa bile, bu barbar zalimler; şunu iyi biliyorlar ki hiç kimse Filistinlilere yardım etmese bile, 30 yaşında tekerlekli sandalyesi ile zulmün üzerine ölümü korkuturcasına giden Fadi Ebu Salahlar var ve kolay kolay bitmeyecek de... İki bacağı da olmayan bir adam gibi adam, bu vahşilerin gözünü çok korkutmuş olmalı ki, keskin nişancı tarafından şehit edildi. Aklıma Mavi Marmara olayında gemideki israit askerlerinin korkudan altına kaçırdığı olayı geldi bir an nedense... Bunlar bu kadar korkaklar...
İnançlarını ve vatanlarını savunurken barbarca katledilen Filistinli şehitlere ve Ümmet'in izzetini tekerlekli sandalyesi ve elindeki sapanı ile korumaya çalışan Fadi Ebu Salah'a Allah’tan rahmet diliyorum. Şu bir gerçek ki Osmanlı buralardan çekilmek zorunda kaldıktan sonra buralarda maalesef kan ve gözyaşı eksik kalmadı. İşin bu tarafını da görmek zorundayız. Biz Müslümanları nasıl bölük pörçük ederek yok ettiklerini anlamak açısından burası önemli.
AMERİKA ve BATI BU CİNAYETLERİN ORTAĞIDIR
İsrait yaptığı katliamlarla, zalimliklerle kendi sonunu hazırlıyor. Filistinliler, tüm olumsuzluklara rağmen, Müslüman devletlerin imdatlarına koşmamalarına rağmen onurlu bir duruş sergilemeye devam ediyorlar. Öyle sanıyor ve umuyorum ki Filistinli mazlumların ahı bu zalimlerin boğazına yapışacaktır. Zalimin zulmü, İsrait’in Amerika’sı varsa mazlum Filistinlilerin hiç kimsesi yoksa bile Allah’ı var...
İlahi yardım bekleyelim demiyorum! Allah cc. Müslümanlara yardım mı edecek yoksa bu zulümler karşısında susan Müslümanı yerin dibine mi batıracak, onu da bilmiyorum. Bildiğim bir şey var ki, Allah bu dünyada çalışana veriyor; ister siyonist olsun, ister şeytan, ister melek...
Birleşmiş Milletlerin 1947deki kararına göre Kudüs özel statülü uluslararası bir şehir olmalıydı. Bizler BM’nin kararını vs. dile getiriyoruz ancak bunlardan Müslümanların lehine somut bir adımın atıldığını henüz görmedik ve bu gidişle de göremeyeceğiz. Burada Müslümanların çoğunluğunun Batı’dan veya Amerika’dan medet beklemesi de ayrı bir utançtır. Amerika ve Batılı devletlerin coğu bu cinayetlerin işlenmesine ortaktır. Dolayısıyla onlara bu zulmü anlatmaya ve Filistinlilerin haklılığını savunmaya çalışmak nafile... (Elbette savunmaktan vazgeçelim demiyorum.) Şehid Seyyid Kutub boşuna; “Batılılardan nefret ediyorum, Amerika’dan nefret ediyorum; ama daha çok Amerika’nın vicdanına sığınan müslümanlardan nefret ediyorum.” demiyor. Batılıların ve ABD’nin içinde olduğu birliklerden adalet beklemek biz Müslümanlar için bir utançtır.
Değerli okurlar, Yenikapı miting alanında düzenlenen “Zulme Lanet Kudüs'e Destek” mitingin doğru bir hamle olduğuna inanıyor ve bu mitingte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasını dinlemenizi tavsiye ediyorum. Erdoğan’ın şu sözleri biz Müslümanların bugünkü içler acısı halini gözler önüne serdiği inancındayım:
"Müslümanlar aralarındaki çatışmalarda, çekişmelerde, ihtilaflarda birbirlerine ne kadar şeditse, ne kadar tahammülsüzse, hatta ne kadar vicdansızsa, hasımlarına karşı da o derece pısırık, cesaretsiz, korkak bir görüntü içindedir. Öyle ki, içimize sokulan proje terör örgütlerini dahi engellemeyi başaramıyoruz"
Müslümanların topyekun Siyonistlerle mücadele etmesi gerektiği gerçeğini unutmamamız gerekiyor. (Siyonistlerle mücadele farzdır desem abartmış olur muyum acaba? İşin bu tarafını da Ümmet’in derdi ile dertlenen alimlerimize bırakmak en doğrusu.)
Tüm Müslümanlar bir an önce gerek İsrait’e gerek tüm siyonist zihniyete karşı çıkması ve sosyal, ekonomik, siyasal vs. tüm boyutları ile bu vahşileri yalnız bırakması ve hatta ZULÜMLERE bizzat karşı koyması gerekiyor. Biz Müslümanlar birlik olursak emin olun ki ABD, İSRAİL vs. diye bir derdimiz kalmaz. Yeter ki biz BİR olmayı, KARDEŞ olmayı başaralım.
Siyonist Yahudilerin Müslüman düşmanlığı bitecek gibi değil. Şimdiden "İsrail’in uluslararası saldırıya uğradığı" olası herhangi bir ambargoya karşı propagandaya başladılar bile... Utanmadan hala mazlum biziz, kendimizi savunma hakkımız var diyorlar ve maalesef yaptıkları propagandalar sayesinde, filmler sayesinde hristiyanları da kendilerine ınandırmayı başarmış durumdalar...
YAZIYA YORUM KAT