Diren Niran Ünsal, Bu Kardeşin Seninle
"Sanat için soyunsam alkışlanırdım" diyen Niran Ünsal, sonuna kadar haklısın! Böylesine haklı ve yerinde bu cümleyi, bir bayan sanatçıdan duymak elbette güzel ve sen "soyunmadığın" için seni alkışlayanların olduğunu da bilmeni isterim.
Evet, haklısın ve dediğin gibi sanat için soyunsaydın seni alkışlayanlar ve seni alkışlayanları alkışlayanlar ve ayrıca seni alkışlayanların alkışlarına eşlik edecek kameraların görüntüleri gündeme müthiş oturur ve soyunanların gün be gün arttığı bu dünyada sen de harama öncülük etmiş ahiretini yakanlardan olurdun.
Soyunmanın, bacak ve göğüs show yapmanın prim yaptığı şu zamanlarda, ahiretini dünya menfaatleri için değişmeyenlere selam olsun. Dünyası için ahiretini feda etmeyenlere selam olsun. Hakkı hak bilip batıla meyletmeyenlere, mazluma kucak açıp zalime eyvallah etmeyenlere selam olsun.
***
Değerli dostlar, yakın geçmişte Amerika’daki kimi üniversitelerde Türkiye’deki haber veya gazete sitelerine girilmesi yasaklanmış. Bunun sebebi araştırılınca ne yazıldığını bilmeyen adamlar, görüntülerden yola çıkarak bu sitelerin pornografik siteler olduğunu zannetmişler ve dolayısıyla yasaklamışlar. Çok değil, daha bir kaç yıl önce gazeteler ve özellikle gazetelerin arka sayfaları çarşaf çarşaf kadın resimleri ile dolduluyor ve bu gazeteler peynir, ekmek gibi satılıyordu. İsmi lazım değil ama bazı gazeteler hala bunu yapıyor ve cinselliğin her anlamda para ettiği şu zamanda kadın hakları deyip yine kadın vücudunu istismar ediyorlar.
Öte yandan, öteden beri medya reyting almak/kazanmak/yükseltmek adına cinselliği sürekli kullanıyor. TV de cinsellik üzerinden prim yapma yoluna gidiyor. Cinselliği kullanan görsel ve yazılı medya daha çok ilgi görüyor ne yazık ki. Yakın zamanda İslami diye kabul ettiğimiz kimi tv kanalları dahi hiç de İslami olmayan diziler yayınladı. Amaç neydi, reyting mi başka bir şey mi bilmiyorum ama doğru değildi ve tasvip edilmesi mümkün olmayan işlerdendi.
Yazılı ve görsel medyamızı takip eden kimi Orta doğu ülkeleri bizi dizilerdeki karakterler gibi düşünür oldu. Bunlar acı gerçekler ne yazık ki.
***
Biz, biz olmaktan çıktık ve çıkarılmaya devam ediyoruz.
Şuursuz bir şuurdan başka bir şey kalmadı, bırakmadılar. Düşünmek serbest ama düşünebilmek marifet.
Uyuşturulduk ve uyuşturuluyoruz.
Hayır, uyuşturucu ile değil; izlediğimiz karelerle, okuduğumuz magazin haberleriyle, kendimizi uymaya zorunlu hissettiğimiz, başımıza bela modernizmle, dinlediğimiz müzik ile vs.
Kendi öz kardeşimize bile örtünmeyi yasaklayabilecek duruma geldik. "Örtünmeyi düşünen veya örtülü bir sanatçı olmaz, olamaz" zihniyeti de neyin nesi? Kim, bunu nerden çıkardı ya hu? Nerden nereye…
Ve aslında bizim asıl meselemiz Müslüman bir toplum olduğumuz halde, nasıl oluyor da bu hallere düştüğümüz?
Sahi, siz hiç sorguladınız mı?
Neyi mi?
…
Bir toplum ancak bu kadar yozlaştırılabilir, bir toplum ancak bu kadar değerlerinden uzak tutulabilir. Hayır, başkası yapmadı, biz yaptık.
Ve son olarak diren Niran Ünsal, bu kardeşin ve eminim ki milyonlar seninle…
YAZIYA YORUM KAT