Bin yıllık kadim geçmişi olan kardeşlik bağıyla bağlı olan Türk Kürt Müslüman kardeşliğini bugüne kadar hiçbir kuvvet bozamadığı gibi, bundan sonrada bozamayacaktır.

Son yıllarda çözüm sürecinin getirmiş olduğu bahar havası bölge insanına nefes aldırdığı gibi umutların yeşerdiği bir döneme geçilirken, Kobani bahanesiyle 6-8 Ekim tarihleri arasında yaşanan olaylar ülkemizin huzurunun kaçmasına sebep oldu.

Kobani’yi işgal ettirmeye çalışan güç neyse, 6-8 Ekim olaylarını çıkartan üst akıl anlayışı da odur. 28 Eylül 2014’te yazdığım ‘Büyük Şeytan Amerika’ yazımda ABD’nin çözüm sürecine olan hazımsızlığı Türkiye’nin kendine olan özgüveni, gelişen ekonomik gücü, uluslararası küresel güçlerin ülkemizin bağımsızlığına olan tahammülsüzlüğü, bölgedeki gelişmelerin ülkemizi hedef aldığını göstermektedir demiştim.

Sayın Cumhurbaşkanımızın bu olaylar bir üst akıldan yönetiliyor demesi, ABD ve batı emperyalizmini işaret etmektedir. 6-8 Ekim’de isyan provası yaparak 50’ye yakın vatandaşımızın ölümüne sebep olanlar, şehirlerin yağmalanmasını gerçekleştirenler  ve bunlara göz yuman  ortak  anlayışlar, Van’da devletin panzeriyle minibüsü yangına sürerek bir şekilde olayları nasılda fitillediklerine şahit olduk.

Korku ve baskıyla şiddet uygulayan seküler Kürt algısı, bölgede kendilerinden olmayan düşüncelerin Allah’ın rızasını kazanmak, toplumsal barışın ve kardeşliğin  inşası için Kurban eti dağıtırken Yasin Börü ve arkadaşlarına yapılan katliamı aslında bölgedeki islami hasasiyeti olan insanlara göz dağı vererek, müteddeyin insanları göçe zorlayarak, bölgede tamamiyle kendi alan hakimiyetlerini sağlamaya çalıştılarsa da bu bölge insanından karşılık bulmadı.

Son yıllarda yaşadığımız olaylarda, Ülkemizin milli birlik ve beraberliğine ihanet eden anlayışların İsrail ve ABD’nin hesabına çalıştıklarını, hiçbir zaman bir araya gelmez dediğimiz şer güçlerin nasılda Gezide, 17-25 Aralık’ta, Kobani olaylarında bir araya gelerek hem açıktan, hem de gizliden ittifak oluşturduklarına, ülkeyi felakete götürmeye çalıştıklarına  millet olarak şahit olduk.

Kirli ittifaklarla bir araya gelenlerin utanmadan her defasında mızıkçılık yaparak yeni bahaneler uydurarak algı yönetmeye çalışarak ülkemizin gelişmesine takoz koyarak gücünü bertaraf etmeye çalışanlar, bu şanlı milletten Osmanlı tokadını yiyerek rezil olmaya devam edeceklerdir.

Geçmiş yıllarda beceriksizce ülkemizi yöneterek sefalete götürenler, son günlerde Cumhurbaşkanlığının  yeni köşkü Ak Saray üzerinden Sayın Erdoğan’ın yıpratılmaya çalışılması garip olduğu kadar, bir o kadarda komik bir durum.

Seküler Kürt ve seküler cemaat algısı, ayrıca ulusalcılar son zamanlarda ittifakla el ele vererek çözüm süreci ve buna benzer yeni senaryolarla ülkemizi sabote etme girişimleri ileriki günlerde yeni denemelere şahit olabiliriz. Amaç Türkiye Cumhuriyeti Devletine diz çökertme girişimleridir.

Demokratik yollarla sandıktan çıkmayı başaramayan, milletin teveccühüne nail olamayanlar kendi menfaatleri uğruna her türlü kirli ittifaklar oluşturarak büyük babalarından aldıkları emri yerine getirme uğruna ülkemiz insanını birbirine düşürme planları beyhude bir girişimdir, çünkü bu asil milletin sağ duyusu, ön görüsü, geçmiş tarihsel birikimine verdiği tecrübeden olsa gerek, bu sinsi planlara geçmişte olduğu gibi, bugün de itibar etmeyecektir.

Sevgiyle Kalın...