Çocukluğumda Ayakkabı Boyacısı Olamadım
Çocukken ne kadar da çok isterdim ayakkabı boyacısı olmayı, aslında ayakkabı boyacısı olmaktan çok, boyacıların sandıklarına ilgi duyardım ve hep merak ederdim.
Sandıkdaki çekmecelerin küçük küçük gözleri vardı, hayranlıkla seyrederdim boyaların sandıklarını, acaba hangi çekmecede ne var diye. Çok hoşuma giderdi, sarı sarı başlıklı parlayan boya kutuları sıralı- oval bir şekilde gelin sizi boyayım der gibi çağırırlardı sanki! hangi kutuda hangi renk var, hep merek ederdim. Hayranlık duyduğum boyacı sandıklarından boyacı olma merakım doğardı. Ne kadarda güzel sandıklardı, fırçasını bir göze, boyasını-cilasını bir göze, kadifesini bir göze koyarlardı. Birde kilitli küçük çekmecesi vardı, oraya da para koyarlardı.
Küçükken babamla birlikte çarşıya gittiğimde en çok dikkatimi çeken Merkez Caminin önündeki boyacılardı, sıra sıra dizilirlerdi kaldırımlara… Boyacıların üstadları vardı rahmetliler, Şafık dayı, Abdurrahman dayı ,birde Koreli amca vardı, çok güzel ayakkabı boyarlardı. Bazen babamdan habersiz yanlarına gider nasılda keyifli bir şekilde ayakkabı boyadıklarını izlerdim, her seferinde sandıktan sırasıyla malzeme çıkarırlardı, hep iç geçirirdim boya kutusunun kapağını açtıklarında, yassılaşmış çay kaşığıyla boyayı o kadar özenerek ve nazik bir şekilde çıkarırlardı ki kaymağı yoğurttan ayırır gibi…
Hele o ayakkabıya cila çekme zamanı geldiğinde, boyacının parmaklarını ayakkabıya hızlı bir şekilde vuruşundan çıkan ses bir ahenk şeklindeydi, bütün dikkatimi boyacının parmaklarına dikerdim, cilanın kokusu emeğin kokusuna karışırdı, hoş kokardı…
Helalinden para kazanmanın sevinci vardı gözlerinde, evet o zamanlar insanlar işlerini emek vererek ve keyif alarak yaparlardı, birde farklı mahalleden gelmiş boyacılar kendi aralarında sosyal bir ortam oluştururlardı. Öğlen saatlerinde o boyalı ellerle sandıklarının başında, yarım ekmekle sanki dünyanın en lüks lokantasının en güzel yemeğini yer gibi iştahla yerlerdi.
Eskiden boyacılar kendi aralarında en iyi ayakkabı boyama yarışı yaparlardı ve müşteriler boyacının ayağına giderlerdi, ne zaman ki rahmetlileri (boyacı Abdurrahman, Şafık, Koreli amcaları) kaybettik, genç boyacılarda tek tek dağıldılar. O gün bugündür ayakkabı boyatmanın da keyfi kaçtı, boyacılığın da anlamı kalmadı. Şimdi ise boyacılığı, eline siyah poşet alan çocuklar yapmaya başladı. Ben kendim çok mecbur kalmadıkça ayakkbılarımı bu poşetçi boyacılarda boyatmıyorum.Para kazanma algımız, boyacılık algımız, iş yapma algımız, emek verme ve sevme algımız nede çabuk değişti. Hayatta kısa yoldan emeksizce zahmetsiz para kazanma anlayışı boyacılarımıza da sirayet etti. Bu anlayış toplumsal olarak hepimizde gelişmedi mi?
Kestirmeden zengin olma algısı, tefecilik, insan tacirliği, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı, her hafta şans oyunları, oynayarak zahmetsiz emeksiz bir şekilde zengin olma hastalığı, hayali nereden bulaştı bu topluma. Müslüman toplum olarak patenti bize ait bir ilaç ve arabamız bile yok. Bizim büyük düşünme, büyük işler yapma cesaretimizi elimizden aldılar maalesef. Özümüzden uzaklaşınca, boyacı kardeşlerimiz poşete, bizlerde şans oyunlarına düştük…
YAZIYA YORUM KAT
yazılarını sürekli takip ediyorum gerçekten çok anlamlı yazıların var senden gurur duyuyorum emeğine sağlık ayrıca müdürümüz suat engin yılmaz a teşekkkür ediyorum
Yanıtla (0) (0)yazının bursa e tipi ceza infaz kurumu inifaz bürosunda okudumçok hoşuma gitti .bitlis cezaevinde görüştüğümüz günler aklıma geldi kardeşim güzel bir yazı yazmışsın tekniklerini de zamanla geliştirirsen senin çok güzel yazılarını takip edeceğiz hoşçakal bitlise sevgiler
Yanıtla (0) (0)sevgili dayım yazın beni ta küçükllüğüme götürdü bende küçük yaşlarımda boyacılık yapmıştım ogünler hiç unulutulurmu ellerine sağlık
Yanıtla (0) (0)gercekten okurken bi anda cok duygulandım gercekten böyleşeyleri istmen ne kardar güzel merakın benide meraklandryor bazen iyikide sizin ailenize girmişim die övünyorum kendimle kimin eniştesi ya ;) Allahım gönlündeki güzelikleri görüyor ve güzel biişin var rabim güzel şeyleri ve günleri böyle temiz yürekli insanlara nasip etsin inş yüregine salık abicim :)
Yanıtla (0) (0)gardaş mukemel demişsin nerde eski boyacılar hele nerde eski insanlık kayboldu ama inşallah geri gelir diyoruz sizin güzel yazılarınızla gardaşım ağzına sağlık
Yanıtla (0) (0)