Ve Statüko Kaybetti
Yıllardır ülkemizin başına bela olan, milletine zulüm eden, vesayet sistemlerinin kaleleri Anadolu halkı tarafından tek tek düşürülerek 'yeter söz milletindir' sloganı gerçekleşmiş oldu.
Ülkemiz aylardır, hatta bir kaç yıldır ilk defa halk tarafından seçilecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklanmıştı. Statükocu anlayışlar aylardır Tayyip Erdoğan dışında alternatifler arayarak kirli ittifaklar oluşturma peşindeydiler ve bunu da başardılar. Hiç bir araya gelemez dediğimiz düşünceler ve partiler, bir anda koalisyon oluşturarak 14 partinin bir araya geldiği konsorsiyumu sağladılar. Tabi bu dayatmanın içerdeki uzantılarının dışında uluslararası boyutu aşikârdır. Çünkü uluslararası şer güçler, bölgede sözü geçen bir Türkiye devleti istemiyorlardı. Son 12 yılda Sayın Tayyip Erdoğan liderliğindeki hükümetin başarıları, milletin teveccühüne layık olması, kendi kendine yeten, komşularına yardımda bulunan, bölge ülkeleri üzerinde sözü geçen ve Erdoğan’ın dediği gibi 'gündemi belirlenen değil, gündemi belirleyen bir ülke olduk' sözü aslında olayı özetlemektedir. Bundan dolayıdır ki; ABD olsun Avrupa devletleri olsun söz dinlemeyen bir Türkiye Cumhuriyeti devleti işlerine gelmiyordu.
Artık kendi silahını, gemisini, insansız hava aracı ve savaş uçağını gibi benzeri araçları üreten, aynı zamanda ekonomisine gıptayla bakılan ve çözüm sürecinin devam ettiği, silahların sustuğu kendi halkıyla barışık çok güçlü bir ülke haline gelmemiz emperyalist devletleri sancılandırmaya başlamıştı. Bundan dolayı 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimi ülkemiz açısından bir dönüm noktasıydı.
Yıllardır değişimi arzulayan ve sessiz devrimi gerçekleştiren millet, bu seferde yeni Türkiye’ye tamam mı devam mı diyecekti. Bunca oyun ve tezgahlara rağmen Cumhurbaşkanlığı seçimini rakiplerine büyük fark atarak ülkemizin yeni Cumhurbaşkanlığına beklendiği gibi Sayın Recep Tayyip Erdoğan seçildi.
Yanı başımızda alevlerin sardığı, bombaların patladığı, sınırların altüst olduğu halde barışın ve kardeşliğin öncü rolü olan ülkemizde, çok sağlıklı bir seçim yapılarak Anadolu halkı, kirli ittifaklarla eski Türkiye özlemi çekenlerin heveslerini kursaklarında bıraktı.
Yeniden ülkemizi emperyalizm güçlerine teslim edecek olan, ekonomik krizlerin olduğu, köylerin boşaltıldığı, faili meçhullerin arttığı, kendi halkına darbeler yapan, vatandaşını hor gören küçümseyen, suç örgütlerinin arttığı, at izinin it izine karıştırmak isteyenlere Anadolu insanı, 10 Ağustos seçimlerinde eski Türkiye özlemcilerine bir daha ders vererek, statükocu anlayışlar milletin azmi karşısında yeniden kaybettiler.
Yolun açık olsun Başkomutanım. Sen Anadolu coğrafyasının karayağızlı, ürkütülmüş, sindirilmiş, bastırılmış duyguların dışa yansıması oldun. Bu millet seni çok sevdi ve senin bu milleti satmayışını, dik durmanı daha çok sevdi. Sen dik durdukça; Suriyeli, Doğu Türkistanlı, Filistinli, Libyalı, Bosnalı, Afganistanlı, Iraklı ve Myanmar olmak üzere tüm İslam alemi sana dua etmeye devam edecek. Sen bu ümmetin kimsesiz çocuklarının siyasi liderisin. Allah yolunu açık etsin Koca Reis…
Sevgiyle Kalın.
YAZIYA YORUM KAT
Son aylarda kendisine ve partisine karşı yapılan entrikalara karşı göğüs geren Recep Tayyip ERDOĞAN yeni bir seçim zaferi kazandı.Yaklaşık 11,5 yıl başbakanlık yaparak halkın gönlünde taht kuran Başbakan, Cumhurbaşkanlığı seçimini de kazanarak başarısını perçinledi.Ekonomide dünya sıralamasında ilk 16 ya giren, dünyanın en büyük havalimanının temelini atan, ve de en önemlisi yoksulluk, yolsuzluk ve adaletsizliği ortadan kaldıran Recep Tayyip ERDOĞAN ı kutlar, başarılarının devamını dilerim.Cumhurbaşkanlığı makamını aktif bir şekilde kullanacağını, yurtiçi ve yurtdışı temaslarını sıkılaştıracağını ve de icracı bir Cumhurbaşkanı olacağından hiç şüphem yok.28 Ağustos da kimin başbakan olacağını bilmiyorum ama gönlüm Ulaştırma eski bakanı Binali YILDIRIM da.Beraber uyumlu ve başarılı bir şekilde çalışıp Türkiye yi çok iyi seviyelere getireceği kanaatindeyim.Ayrı bir paragrafı da Özcan kardeşime açmak istiyorum.Doğru tespitlerde bulunarak güzel bir makale kaleme almıştır.Tebrikler.......
Yanıtla (0) (0)Ne kadar da güzel süslemişsiniz. Harika bir yazı olmuş. Yaşananların yanında sadece sesini çıkarıp bağıran ve sonrasında gene bağıran ve bir şey yapmayan tek lider ancak bu kadar süslenir. Bağdat yanarken, filistin ağlarken, Doğu Türkistan, Kerkük harap olmuşken, sahnelerde hakaret edip salya akıtan bir lider ancak bu kadar süslenir. Madem gazetecisiniz bari bu kadar yanlı olmayın. Sizi okuyan herkese aynı gözle bakmayı ayırt etmemeyi öğrenememişsiniz. Neyse hayırlısı olsun inşallah... Karanlık ne kadar sürse de gözler sürmelense de güneş tekrar doğuyor.
Yanıtla (0) (0)yusufilerimiz ve bu davanın mensuplarına iadei itibarları verilirse işte ozaman yazdıklarınız tam doğru olur.fe inne hizballahi humul ğalibun.maide56
Yanıtla (0) (0)özcan kardeşim güzel yazmışsın ama biraz eksik olmuş.sen bu ümmetin kimsesiz çocukların siyasi liderisin diyorsun kısmen doğru.20 yıdan beri özelde bölgede genelde ülke sathında şehadetlerle hicretlerle,zindanlarla akla hayale gelmeyen işkencelerle aziz islam davası uğrunda bedel ödeyen mücahitliği mütahitliğe değişmeyen ve hala zindanları mesken tutan yusifilerimiz
Yanıtla (0) (0)