1. YAZARLAR

  2. Ethem BABRAK

  3. Siz Siz Olun, Yağmurların Düğününe Gitmeyin-2
Ethem BABRAK

Ethem BABRAK

Radyo Televizyon Öğretmeni
Yazarın Tüm Yazıları >

Siz Siz Olun, Yağmurların Düğününe Gitmeyin-2

A+A-

Yağmur ne gelinlerin ne de damatların peşini bırakmaz, demiştik. Oradan devam edelim. Devam edelim zira bu kelimeler sıralanıp hemen hemen her bireyde kendine yer bulan cümleler ortaya çıkardıkça kimi dostların içinin yağlarını eridiğini duymak, kiminin “Wallahi xoce aynen öyle oluyor, eksiği var; fazlası yoğ” dediğine şahit olmak gülümsetiyor.

En son Gelin ve Damat’ın, Nişan merasimini geride bırakıp rahat bir nefes aldığını söylemiştik. Yalnız bu rahat nefes alma zevki çok da üzün sürmez. Neticede bir düğün yolculuğu başladı ise bu yolculuğun bir şekilde sonunu getirmelisiniz. Ya sonunu getiremezsem korkusu iki taraf için de endişe sebebidir. (Allah korusun.)

Bir defa her düğünde illaki ne kadar, kaç gram altın alınacağı illa ki konuşulur. Gelin tarafı şayet “Siz nasıl biliyorsanız öyle yapın, bizim için önemli değil ne alacağınız, kaç gram altın alacağınız…” diyorsa tek kelimeyle “yaşadınız” derim. Ama tüm gelin tarafı böyle mi? Elbette hayır! Dostlarla sohbetinizde çoğu zaman duymuşsunuzdur/duyarsınız, neredeyse kiloyla altın isteyen Gelin tarafları var! Bu altın işini abartan abartana. Özellikle Güneydoğulu Damat ve Gelin’lere Allah kolaylık versin. Nasıl, ne şekilde bu kadar altın alınıyor, durum nasıl bu hale geldi, inanın anlamış değilim. Ancak benim en çok kızdığım nokta ailelerin, Yağmurları kendine bir ölçüt/kıstas olarak alması ve Yağmurlar ne istedi ise en az Yağmurlar kadar altın vs. istemesi! (Aslında sadece bu altın olayında değil hemen hemen her konuda Yağmurlar ölçüt alınıyor.)

Nihayetinde fukara Damat, bir şekilde altınları almak zorundadır. Ne yaparsa yapsın canım, ister çalsın; ister çırpsın… "Bize ne!" Bu yaklaşımı sergileyen ailelerin sayısı hiç de küçümsenecek bir sayı değil. “Efendim, çok altın istemişsiniz…” denildiğinde de şöyle bir savunma mekanizmasıyla anında karşı karşıya kalırsınız. “Aman canım sen de, sonuçta bu altınlar bizim olacak değil ya… Gelin'le Damat’a kalacak neticede…“

Düğün dediğin kırk gün kırk gece olmasa da, kırk gün kırk gece konuşulmalı. Bak mesela Yağmurun düğünü yıllardır konuşuluyor. Yağmur’un düğün pastası da nişan pastası da 11 katlıydı mesela. “Bizim ne eksiğimiz var Yağmur’dan!” İşte bu cümle var ya bu cümle, adamın ocağına incir ağacı diktirir. Zaten hemen hemen her Gelin veya Damat tarafının Damat’a düğün boyunca yaptıracağı tüm işlerin başında bu söz yer alır: "Bizim Yağmurlardan ne eksiğimiz varmış canım!" Öyle veya böyle Damat içine atmak, yutkunmak zorundadır çoğu zaman.

Neyse efendim! Biz devam edelim… Düğün için hazırlıklar yapılır. Gelin ve Damat elbette heyecanlıdır. Neticede bu düğün denen meret hayatlarında öyle her canı sıkıldığında “Hadi bir kez daha yapalım, hadi bir kez daha görelim, hadi bir kez daha evlenelim…” diyebilecekleri bir şey değildir. Her şey en güzel şekilde olmalı. Zaten Gelin’i de, Damat’ı da yapılan masraflara/israflara her canı sıkıldığında teselli edecek birkaç tane hayırsever(!) illa ki vardır ve her seferinde “Aman canım, her gün mü evleniyorsun sanki…” diye avutur, teselli ederler.

Hazırlıkların her yönüyle tamamlanması gerekir. Yemek, düğün ve kına salonu, orkestra, davetiyeler, gelinlik, damatlık, takı, fotoğraf çekimi, kamera vs. Bunlar sadece benim saydığım belli başlı ve hemen hemen her düğünde kesinlikle olması gerekenler listesi. Eminim ki bu satırları okuyan hemen hemen herkes birkaç tane daha başlık ekleyebilecektir.

Her genç kızın hayali dedikleri gelinlik adeta altından yapılmıştır sanırsın o gelinliğin fiyatını duyduğunda. Damatlık almak kolay ama gelinlik öyle mi? Pek tabi ki öyle değil. Çünkü Yağmur’un gelinliği fazlasıyla şık, pahalı ve hatta fazlasıyla göz kamaştırmaktadır. Gariban Damat, nişan elbisesi olayında yaşadıklarının biraz daha zorlusunu yaşar bu mevsimde. ‘Neyse canım, ne de olsa hayatta bir kez evleniyoruz’ denilir ve gelinlik ve damatlık da bu şekilde tedarik edilir.

Damat ve Gelin düğünün heyecanıyla çoğu şeyin farkında değildir aslında. Mesela arka planda Gelin ve Damat taraflarının nişan ve düğün boyunca çektiği zorlukların haddi hesabı yoktur. Ancak aileler genelde çektiği bu zorluğu çocuklarına yansıtmazlar. Neticede çocukları en mutlu günlerinde huzursuz etmenin bir anlamı yoktur.

Düğünden önce adına "Kına Gecesi" dedikleri bir başka merasim daha vardır. O kına gecesinin de ayrı bir elbisesi, ayrı bir derdi de var elbette. Yağmur kına gecesinde de yapmışsa bir sürü faaliyet(!), eyvah Damat ve Gelin'in haline. Ki Yağmur bu! Hiç boş durur mu!

Düğün vakti gelir çatar. Zaman bazen durur gibi olsa da aslında hiçbir zaman durmaz. Akar gider, coşan nehirler gibi. 

Aksilik bu ya, o gün Gelin ve Damat için adına 'tatlı heyecanlar' dedikleri aslında bana göre hiç de tatlı olmayan aksilikler birbirini kovalamaya başlar. Mesela Gelin kuaförden geç çıkabilir; mesela damadın pantolonuna, gömleğine evdeki yaramazlar bir şey dökmüş olabilir vs. Maalesef aksilik bitmez düğünlerde. Ama sizi seven dostlarınız varsa onlar en büyük yardımcılarınızdır o gün. Örneğin sadıçlar ne işe yarar diye soranlar olabilir, söyleyeyim: onlar o düğün günü Gelin ve Damat'ın resmen eli, ayağı, gözü, kulağı olurlar.

Baştan söyleyeyim düğün arabanız lüks olmak zorundadır. Çünkü Yağmurların düğününde Gelin arabası öyle herkesin binebileceği bir otomobil değildir ve sizin de Yağmur'dan bir eksiğiniz olmadığına göre...

Nişan'da yaşadıklarınızın daha büyüğünü ve zorlusunu asıl düğünde yaşarsınız. Nişan'da almadığınız pasta düğünde 30 katlı olsa bile sizin düğün Yağmurların düğününden daha cafcaflı olmadığı için yapılacak dedikoduların canı cehenneme diyemezsiniz asla. Diyemezsiniz çünkü etraftaki mırıltılar asla peşinizi bırakmaz. Yağmur'un düğünündeki şatafat için dökülen paralar, sizde de yoksa kusura bakmayın ama ayvayı yediniz demektir. Keşke sadece ayvayı yemekle kalınsa. Söz gelimi yıllar sonra düğün konusu açıldığında aynı konular tekrar tekrar konuşulur. Canınız sıkılır ama yapacak bir şey yoktur.

Not: Yazının devamı gelecek inşallah. Bir kez daha söylemekte fayda var.  Bu yazıdaki Yağmur, sadece bir kurbandır.

Bu yazı toplam 1574 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yazılan yorumlar hiçbir şekilde www.adilcevaz13.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.