Mehmet Akif Ersoy ve II. Abdülhamid 2
Çoklarının düştüğü hataya Mehmet Akif'te düşmüştür. Safahat'ın son bölümlerinden alınan bu beyitler Mehmet Akif'in pişmanlığını anlatıyor bence. Giden semerciyi, derler, bulur muyuz şimdi?Ya böyle kalfa değil, basbayağı muallimdi.Nasılda kadrini vaktiyle bilemedik, tuhaf iş; Semer değilmiş o rahmetlininki devletmiş!
Ayrıca Mısır'dayken, saygı duyduğu yakın dostlarından Yozgatlı Mehmet Efendi'ye söylediği şu sözler hastalandığı yıllarda II. Abdülhamid hakkındaki görüşünü değiştirmiş olduğuna bir delil olarak kabul edilebilir. "ölmez de iyileşebilirsem hatıralarını yazmak istiyorum. Hatıralarımda Sultan II. Abdülhamid'e karşı itizar (özür dileme) ve itiraflarım olacak."[3]
Akif, II. Abdülhamid’i uyguladığı baskıdan ötürü Türk Edebiyatının gelişmesinin önündeki engel olarak kabul ediyordu. Kimi mebusların (milletvekili) O’na yaranmak istemesi, elini öpmesi gibi durumları hazmedemiyordu.
Akif’in benim aciz sözcüklerime ihtiyacının olmadığı aşikâr. O yazdığı şiirlerle fikrini/zikrini anlatıyor zaten. Ancak gerçek şu ki Akif çoğu zaman yanlış anlaşılmıştır[4] ve aslında onun şiirlerini önyargılarından bağımsız olarak okuyanlar zannımca O’nu rahatlıkla anlayacaklardır.
Gelelim asıl meseleye. Benim asıl sorum şu: Bu kadar kişi o dönemde, II. Abdülhamid’i eleştirdiği halde bazıları neden sadece Mehmet Akif Ersoy’un II. Abdülhamid’i eleştirmesini dile getiriyor?
Bu kadar Akif düşmanlığı neden? Bunca II. Abdülhamid’i eleştiren varken sadece Akif’i hedef haline getirmek veya hedef yapmaya çalışmak ne için?Akif’te sonuçta bir insandı ve duygularını sözcüklere teslim etmişti. Evet, sözcükleri kılıç gibiydi, kesiyordu bir şeyleri. O’nu diğerlerinden ayıran belki de dilindeki keskinlikti ve lafını hiç korkmadan söylemesiydi.
Akif, sözünün eriydi.[5] Asla menfaat için dalkavukluk yapacak biri değildi ve II. Abdülhamid ile yıldızı barışmamıştı. Bunu anlamak zor olmasa gerek. Siz hiç yaşamadınız mı, görmediniz mi çok sevdiğiniz iki kişinin birbirine uzaklığını? Hissetmediniz? Olamaz mı?
Ben Müslümanların II. Abdülhamid’i severken Akif düşmanlığı yapmasının doğru olmayacağı kanaatindeyim. Aynı şekilde Akif’i sevenlerin de II. Abdülhamid’i dışlamaması gerektiği… Zira Müslümanların bu bilinçte insanlar olacağını düşünüyorum. Mesele şu ki; bu tür konularda meseleyi tarihin gerçekliği içerisinde kabul etmek/değerlendirmek zorundayız. Yoksa bu günün şartları ve yargılarıyla değerlendirme yaptığımızda birisine ak, diğerine kara demek durumunda kalacağız.
Esasen Akif’in bu denli eleştiri almasını iyi anlamak gerek. Özellikle Akif’i eleştiren, yerden yere vuranın camianın aynı tür özellikleri taşıması sizce de ilginç değil mi?
İlginç olan başka bir şey daha var ki o da akıllara zarar! Bir kaçı Akif’i çocuklarının akıbetleri üzeriden okuyor/yorumluyor. Ya bunlara ne demeli Allah aşkına?
Akif’i veya bir başkasını sevmek zorunda değilsiniz. Anladık da O’nu evladının veya damadının üzerinden okumak/yorumlamak da neyin nesi? Bu alçaklıktan başka bir şey değil benim gözümde!
Ben şimdi; II. Abdülhamit’in en yaşlı torunu Osman Ertuğrul; “Dedem arada sırada rom içerdi” diyor, demek ki II. Abdülhamid, o kadar mübarek zat değilmiş…” desem doğru olur mu? Bu yargılamayı doğru bulur musunuz? Ben hiç demedim, siz de duymadınız sayın en iyisi…
Hadi, gelin; dilinizin altındaki baklayı çıkarın da rahat rahat söyleyin. Sizin asıl derdiniz aslında ne Akif ne de II. Abdülhamid! Sizin asıl derdiniz perde gerisindeki Akif’in övdüğü, sevdiği, saydığı fikirlerinden etkilendiği ve fikirlerinin savunucusu olduğu iki isim!
Cemaleddin Afgani ve onun öğrencisi Muhammed Abduh!
[2] “Bütün Âdemoğulları günahkârdır, günahkârların en hayırlıları ise tövbe edenlerdir.” (İbn Mâce, Zühd, 30)“Eğer siz günah işlemeseydiniz, Allah sizi helak eder ve yerinize, günah işleyip, peşinden tövbe eden kullar yaratırdı.” (Müslim, Tevbe, 9-11)
[3] Aktaran; Şemsettin Şeker.
[4] MİTHAT Cemal Kuntay’ın Gözüyle Mehmet Akif Doç. Dr. Kemal TİMUR
[5] Cemal Kuntay: “Mehmet Akif, sözünü yerine getirmemeyi“namusa mugayir” sayar.”
YAZIYA YORUM KAT