Medya Okuryazarlığı Dersini İletişimciler Versin
Bilindiği üzere, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) yeni müfredat taslağını gündeme getirdiği bu günlerde, 2006’dan bu yana ortaokullarda seçmeli olarak okutulan Medya Okuryazarlığı dersi konusunda dersin zorunlu olması ve hala dersin uzmanları olan formasyonlu iletişim mezunlarının atanması yönünde bir adım atmamıştır.
MEB, konunun uzmanları olan formasyonlu iletişim mezunları dururken, dersi birkaç haftalık hizmetiçi eğitimi vererek, adeta dostlar alışverişte görsün misali, konuyla alakası olmayan öğretmenlerce vermekte.
Küreselleşen, her gün biraz daha değişen/gelişen dünyanın eğitim dili de, eğitim ihtiyaçları da elbette değişiyor ve değişmektedir, Çünkü değişimin kendisi her zaman olacaktır ve kaçınılmazdır.
Ülkemizin de değişime ayak uydurması gerekiyor. Alanında uzmanların olmadığı hangi mevzuda başarılı olunabilir ki! Nitekim Medya Okuryazarlığı dersi konusunda da MEB, başarılı olamamıştır. Çünkü dersi alanının uzmanları değil sıradan medya tüketici olan öğretmenlerce okutmuştur.
Beden eğitimi dersine giren Türkçe veya Matematik öğretmeni Beden eğitimi dersinde ne verebiliyorsa, başka başka alandaki kimselerin Medya Okuryazarlığı dersinde vereceği de bundan başka bir şey değildir.
İşi ehline vermek gerektiği, düsturunca MEB de, dersi ehline teslim etmelidir.
21. yüzyılda okullarımızda ‘Medya ve İletişim’ derslerinin olmaması büyük eksiklik olacaktır. Pedagojik formasyon eğitimi almış iletişim mezunları yıllardır derse atanmayı beklemekte ve formasyonlu iletişim mezunu sayısı 9 bin civarında.
Formasyonlu iletişim mezunları kendi alanının dışına çıkmış değil. Fizik, kimya, matematik dersi verelim demiyorlar! Kendi alanlarında var olan bir dersin öğretmenliğine atanmak istiyorlar. Alanın uzmanları ve pedagojik formasyonlu. Onlar dururken başka alan öğretmenlerinin bu dersi vermesi doğru mu? Elbette doğru değil. İyi o halde, din kültürü dersi için atama yapılmasın, Türkçe, Beden Eğitimi vs. öğretmenler derse girsin! Olacak şey mi? Doğru olur mu? Yakışır mı Türkiye’ye!
(Üç yıl boyunca ek ders karşılığında, başka bir ifadeyle ‘Ücretli öğretmenlik’ yaptım. Medya Okuryazarlığı dersinin hangi ellerde ne şekilde heba edildiğine birebir şahidim!)
Medya Okuryazarlığı dersini neden formasyonlu iletişimciler vermeli?
Esasen bu sorunun cevabını aramak bile bence abestir. Zira kasap adama sen sadece eti kes, hazırla ama satma der gibi bir şey! Ya da Sosyoloji’den mezun olan birisine, sen öğretmenlik yapamazsın, çünkü sen sosyologsun demek gibi vs… Yahut doktora sen sağlık dersi verme diyebilir misiniz?
Medya okuryazarlığı dersinin içeriğine bakıldığında, İletişime Giriş, Kitle İletişimi, Medya, Televizyon, Aile, Çocuk ve Televizyon, Radyo, Gazete ve Dergi, İnternet konu başlıklarından oluşmuştur. Medya Okuryazarı olmak, basit anlamda kitle iletişim araçlarını “okuyabilmek” için gereken eleştirel düşünme becerilerine sahip olmak olarak da tanımlanabilir. İlköğretim ve ortaöğretimdeki öğrencilerin medyayı doğru okumalarında “Medya Okuryazarlığı” çok önemli olmakla birlikte medya kültürünün kendisi güçlü bir pedagoji biçimidir. Bu güçlü pedagoji biçimiyle iletişim formasyonlu iletişimcilerin dersi vermesi dersin gerçek amacını bulması bakımından çok önemli.
Bir iletişim fakültesi mezunu 4/5 yıllık eğitimi boyunca Medya Okuryazarlığı dersinin içeriğini her manada analiz etmekte, ayrıntılı olarak görmektedir. İletişim Bilimine Giriş adı verilen temel oluşturan dersten itibaren, Kitle İletişim Kuramları, Medya Okuryazarlığı, İletişim Etiği, İletişim Hukuku, Alternatif Medya, Yeni Medya, Etkileşimli Medya Tasarımı, Medya ve Toplum, Kitle İletişim Sistemleri, Haber Yazım Teknikleri, Film Analizi, Reklamcılık, TV uygulamaları vb. birçok ders almakta iletişimin başlamasından harmanlanıp sunulmasına ve o aşamalarda neler olduğuna ilişkin her şeyi 4/5 yıl boyunca gerek teorik gerek uygulamalı olarak görmektedir. Tüm iletişim mezunlarının transkrip bilgilerine bakıldığında bu söylediklerimiz rahatlıkla anlaşılacaktır.
Bu ders sadece programında iletişimle ilgili bir ders almış farklı bölümlerden arkadaşlarımızın verebileceği basitlikte bir ders olmamakla birlikte, hizmet içi eğitimlerle açığın kapatılabileceği bir ders değildir. Medya Okuryazarlığı her yönüyle bilinmesi gereken bir derstir ve sadece bu dersin değil her alanın, alanındaki uzmanlarca verilmesi gerektiği inancındayım.
Etkiye en açık dönemlerini yaşayan ilköğretim çağındaki çocukların ve gençlerin de, bir medya kültürü içerisinde yetiştikleri düşünüldüğünde, eleştirel medya okuryazarlığı kazanma yetisiyle yetiştirilecek genç beyinlerin, toplumun ileriki dönemlerine katacağı faydalar yadsınamaz. En çok TV izleyen ve kültürel birikimini medya araçlarından alan öğrenciler açısından daha verimli/isabetli olması yönüyle dersin gerçek öğretmenleri olan formasyonlu iletişim mezunları tarafından verilmesi gerekmektedir.
Umarım, MEB konuya ilişkin doğru kararı bu süreçte verir ve dersi gerçek sahiplerine iade eder.
YAZIYA YORUM KAT