Kontrolsüz Gücün Dengesizliği
İnsanoğlu tarih boyunca yaşarken, fıtri olarak hep güçlü ve zengin olmak istemiştir. Fakat İmanlı, vicdanlı ve sorumluluk sahibi insanlar bunun hayırlısını isteyerek çalışıp çabalayarak nasibin Allahtan olduğuna inanarak, yaşamlarını bu çerçevede çizerek hayatlarına yön vermişlerdir.
Dünya görüşleri insani, samimi ve bilinçli bir şekilde Allah için olanlar, hiçbir zaman karşısındaki düşünceye, ya da farklı dünya görüşlerine mensup insanları yok saymak, zor kullanmak gibi haklarının olmadığını ve hoşgörü çerçevesinde farklı anlayış ve dinlerde olanlara inanç özgürlüğünü vermiştir ve bu bilinçle yaşamışlardır. İslam tarihindeki şu meşhur olayı unutmamak lazım; Hz Muhammed (sas) Medine de ilk İslam devletini kurduğunda Yahudiler tedirginleşip, korkmaya başlamışlar. Peygamber Efendimiz, Yahudilere giderek şunları söylemiştir! ''Bizim devletimize itaat ettiğiniz müddetçe sizin canınız, malınız, namusunuz bize emanettir ve sizlere hiçbir zeval gelmeyecektir, ayrıca inanıcınızın gereklerini yapma özgürlüğünü de yaşayacaksınız'' garantisini vererek Yahudileri rahatlatmıştır.
Günümüz dünyasında ise gücü elinde bulunduran zalim devletler başta (ABD, İsrail) menfaatleri gereği dünyayı ayrıştırmaktan, kan revan içinde bırakmaktan geri durmamaktadırlar. Bu ortamların değişik versiyonu bulunduğumuz coğrafyada da değişik maskelerle karşımıza çıkmaktadır. Mesela, bölgemizde yaşanan olaylara baktığımızda nerdeyse yarım asırdır halkını yöneten zalim diktatör anlayışların kendi iktidarlarının sürekliliği için, öz savunma gücü ve elit bir sınıf oluşturarak kendilerini üstün görmüşler ve halklarını da sülük ve fare görerek ülkenin bütün kazanımlarını kendi menfaatleri doğrultusunda kullanarak halka karşı, kontrolsüz gücün dengesizliğini oluşturmuşlardır. Birde ülkemizde halk tarafından seçilipte halkına her türlü yolsuzluğu ve haksızlığı yapan bazı siyasetçiler mevcuttur, bunlar seçildiği halkına kibirle yaklaşır, zihinlerinde sanki bulunduğu makamdan inmeyecek algısı oluşur. Bunlar sahip oldukları güce inanarak, yanlış yapmaya devam ederler (tabi ahlaklı siyasetçileri tenzih ederim) benim sözüm bu halkın değerleriyle barışık olmayan halktan kopuk anlayışlara.
Yaradanla bağı sağlıklı olmayan vicdansız, dengesiz ve ölçüsüz insanlar güçlerini, makamlarını, zenginliklerini, insanlara zulüm ve haksızlık ederek bulundukları konumda, ölmeyecek gibi davranışlar sergileyerek zalimliklerini katmerleştirmeye çalışırlar. Bu kontrolsüz gücün dengesizleri, kendilerini dünyanın merkezinde görürler, bunlar kendilerine o kadar güvenirler ki kibir ve hırs gözlerini bürümüştür maalesef! Yaşamını denge ve ölçü üzerine oturtamamış insanlar hayatları boyunca telafisi zor hatalar ve yanlışlar yapmışlardır. Bilge adam ne güzel demiş; Yamuk bakan doğruyu göremez. Sevgiyle kalın
YAZIYA YORUM KAT