1. YAZARLAR

  2. Ethem BABRAK

  3. Katar’a Gösterdiğiniz Tepkinin Yarısını ABD’ye Gösterebilir misiniz?
Ethem BABRAK

Ethem BABRAK

Radyo Televizyon Öğretmeni
Yazarın Tüm Yazıları >

Katar’a Gösterdiğiniz Tepkinin Yarısını ABD’ye Gösterebilir misiniz?

A+A-

Arap Körfezinde neler oluyor?

Somut adımların atılması ve yaşanan gerilim ABD Başkanı Donald Trump‘ın ziyaretinin ardından başladı. Bu sizin için neyi çağrıştırıyor?

HATIRLAYIN, TRUMP NE DEMİŞTİ?

Geçen hafta bölgeyi ziyaret eden ABD Başkanı Donald Trump, Körfez ülkelerinden radikal(!) örgütlere karşı daha etkin bir mücadele yürütmesi yönünde çağrı yapmıştı. Ayrıca Trump, ‘ABD tarihinde türünün en büyük silah anlaşmasını’ Suudi Arabistan’la yaptı. (110 milyar dolar değerinde ABD yapımı silahın satışı) Bu silahlar ne içindi?

***

Bildiğiniz üzere, Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Yemen, Libya ve Maldivler, Katar ile olan tüm diplomatik ilişkilerini kesti. Gerekçe olarak da ülkenin güvenliği denildi.

Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Bahreyn, Katar ile tüm kara, deniz ve hava sınırlarını kapatırken Katar borsası eridi ve ayrıca Suudi Arabistan ve BAE merkezli bazı bankalar, Katar bankaları ile olan ilişkileri durdurduklarını açıkladı.

Diplomatik ilişkilerini kesen bu ülkeler hava sahalarını, kara sularını ve limanlarını da Katar’a kapatmış durumda. Suudi Arabistan’dan Basra Körfezi’ne uzanan bir yarımada olan Katar böylece kelimenin tam anlamıyla izole edildi. Ankara ile de kara bağlantısı kapatılarak dış dünya ile bağlantısı neredeyse kesildi.

Suudi Arabistan, açıklamasında, “Katar’ın açık ve gizli gerçekleştirdiği ciddi ihlaller, terör örgütlerini barındırarak teröre destek vermesi, basın yayın organlarında terör örgütlerinin propagandasını yapması, Katif ilindeki İran bağlantılı terör eylemlerini desteklemesi, aşırıları barındırması, Yemen’deki Husi militanları desteklemesi sonrasında Suudi Arabistan bu kararları almak durumunda kaldı.” derken “Yemen’de DEAŞ ve El Kaide’ye destekle” vermekle suçladı.

Suddi Arabistan ile aynı safta olan Yemen de, askerleriyle savaşan/çatışan Husilere destek vermekle suçladı Katar’ı... Katar, Yemen’de Husilere karşı savaşan Uluslararası Koalisyon’dan atıldı. (Yemen’de durum içler acısı ve ülke yaklaşık 4 yıldır savaş ile iç içe. İran’ın desteklediği iddia edilen Husiler ile Suudi Arabistan’ın başını çektiği Arap Koalisyonu savaşıyor ve olan Yemen halkına oluyor. )

Bahreyn, Katar’ın İran ile ilişkili terör gruplarına verilen destek vermesi, Katar’ın bölgeyi istikrarsızlaştırma girişimleri, Bahreyn’in içişlerine karışması, karşılıklı anlaşmaların ve uluslararası hukukun ihlali” diyerek ilişkilerini kesti.

Anlayacağınız, iddiaya göre Katar, hem (Sünni olduğunu iddia eden) DAEŞ’i, hem de (Şii destekli olduğu iddia edilen) Husileri desteklemekle suçlanıyor. İkisini aynı anda desteklemekle ne kadar akıllıca varın, siz hesaplayın/düşünün…

Mısır da, Katar ile olan ilişkisini “El Kaide ve DEAŞ fikrini yaydığı, Sina Yarımadasındaki terör örgütlerini desteklediği,Mısır ve diğer Arap ülkelerinin iç işlerine karıştığı” ayrıca “Mısır yönetimi, düşmanca tavırları, Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) yöneticilerini ülke topraklarında barındırması ve Mısır milli güvenliğini tehdit eden terör örgütlerinde destek vermesi nedeniyle Katar ile diplomatik ilişkileri kesmeyi kararlaştırmıştır.” cümleleriyle sonlandırdı.

Darbeci Sisi, darbe yaptığını unutmuş olmalı!

Mısır’ın karın ağrısı, Katar’ın Yusuf El Karadavi ve İhvan’ı desteklemesi olarak ifade edilebilir. (Bildiğiniz üzere, Mısır’da Sisi’nin karşısındaki İhvan ‘terör’ olarak gösterilmeye çalışılıyor. Üstelik bu adamların elinde silah da yokken… İhvanların bir de silahlandığını düşünün! İşte o zaman Mısır halkı kaos içinde görür kendini…)

(Bu arada Türkiye, İhvan’ı terör örgütü olarak görmediğini bildirmişti. Ayrıca Mısır’da Darbeci Sisi’nin darbesini alkışlamayan, destek vermeyen, karşı çıkan ülkeler arasında Başta Türkiye ve Katar’ın olduğu unutulmamalı. Öte yandan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun bugünkü İhvan karşıtı söylemi de dünya çapında nasıl bir algının yürütüldüğünü görmek açısından gayet manidar(!) olduğunu görmek gerek. 06/06/2017)

İran, Katar’ı desteklediğini bırakın açıklamaları, bizzat somut faaliyetleri ile yaptı ve yapmaya devam ediyor.

Irak, Katar’a destek mahiyetinde açıklamada bulunurken Türkiye, sorunların diyalogla halledilmesini çağrısını yaptı.

Peki, Katar krizi nasıl başladı?

Diplomatik ilişkilerin kesilmesine kadar uzanan süreç, elbette bir günde ortaya çıkan bir gerilim değil.

Katar’a bir oyun oynandı ya da ‘algı operasyonu’ diyelim!

Katar’ın resmi haber ajansı, 23 Mayıs 2017’de Katar Emiri Al Sani’nin ABD’ye karşı İran’ı destekleyici açıklamalarını yayınladı. Al Sani’nin açıklamasının yayınlanmasından sonra Katar yönetimi, Katar Haber Ajansı’nın siber saldırıya uğradığını, bu açıklamanın saldırıyı yapanlar tarafından girildiğini duyurmasına rağmen olan oldu ve (bana göre) ABD, çoktan harekete geçmişti…

Aynı gece, haber yalanlanmasına rağmen algı operasyonu istenilen amaca ulaştırdı. Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri, El Cezire dahil Katar yayın organlarını ülkelerinde yasaklama kararı aldı.

Katar’ın, terörü desteklediği iddialarını defalarca ve daha önce de bildirmesi/açıklaması işe yaramadı.

KATAR, UZLAŞMACI BİR TAVIR İÇİNDE!

Katar Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı yazılı açıklamada diplomatik ilişkilerin kesilmesi kararının şaşkınlıkla karşılandığı belirtilirken suçlamalar için “dayanağı olmayan, gerçek dışı iddialar” denildi.

Katar emiri, ”farklılıkların diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğini” söyledi. Ayrıca gerilimi arttırıcı bir politika izlenmeyeceğini açıkladı.

Gelinen sürecin nereye uzanacağını kestirmek oldukça güç.

Ancak bazı bilgileri ve düşüncelerimi paylaşmamın faydalı olacağı kanaatindeyim.

Bu ülkeler arasında uzun süredir yaşanan bir gerginlik ve karşılıklı birbirini suçlama gündemden düşmedi. (Bana göre gündemden düşürülmedi…)

İki milyon küsür nüfusa sahip Katar’ın bölgede artan etkisi, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri başta olmak üzere birçok Körfez ülkesini rahatsız ediyordu. Dolayısıyla bugün yaşanan gerilimde, Katar karşıtı ülkelerin “TERÖRÜ DESTEKLİYOR” bahanesi ile Katar’ı hedef almalarını biraz da buraya bağlamak gerektiğine inanıyorum.

İngiltere’deki Guardian gazetesi; “Diplomatik ilişkilerin tamamen kesilmesi, Trump yönetimi üzerinde ‘Katar’la ilişkileri gözden geçirin’ baskısının arttığı bir dönemde geldiği için önemli. Geçen hafta bölgeyi ziyaret eden ABD Başkanı Trump, Körfez ülkelerinden radikal örgütlere karşı daha etkin bir mücadele yürütmesi yönünde çağrı yapmıştı” diyor. Demek oluyor ki krizin tırmandırılmasında ABD’NİN BIRAKIN PARMAĞINI(!) bizzat kendisi var…

Obama döneminde de Katar defalarca eleştirilmişti. ABD Savunma Bakanlığı yapmış olan Robert Gates de daha önce Katar’ın tutumuyla ilgili, “Katar hükümetinin Hamas, Taliban ve El Kaide’ye finansal destek akışını önlemek adına adım attığını hiç hatırlamıyorum” şeklinde konuşmuştu.

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, Monarşi ile yönetilen ülkeler… Kendilerini sağlama alabilecek, Hanedanlıklarını devam ettirebilecek her tür faaliyet içinde olabilecekleri elbette ihtimal dahilinde. Arap Baharı’nın kendilerini etkilemediği için şükrediyorlardır! Ya da belki de bugünkü tavırları şükürlerinin somut ifadesidir. (Kim bilir…) Bu arada diyebilirsiniz ki S. Arabistan, neden Esed’e destek olmadı? Bana göre bunun en önemli neden İran’ın Esed’in yanında yer alması...

Suudi Arabistan ile İran arasında uzun zamandır bir gerilim yaşanmakta. ABD’nin İran’a tavrı dolayısıyla ABD’nin yanında yer alması ve hatta bu doğrultuda kendisi için dost ülke Türkiye’ye rağmen Türkiye’nin bir başka dostu Katar’ı karşısında alması, ABD’nin takdirini kazanması anlamına gelecektir.

ABD’nin Orta Doğu’daki en büyük askeri üssü de Katar’da… ABD, bu üssü kaybetmek istemeyecektir. Ahmak Arap ülkeleri kendi içinde birbirini yerken ABD, bol bol silah satacaktır ve Katar ile de arasına mesafe koymayacaktır… Hem neden koysun ki, zaten onun adına, onun çıkarlarına hizmet eden ahmaklar sürüsü mevcut...

Bu coğrafyada yaşanan gerilim ABD’nin yanı sıra en çok da dünyanın şımarık çocuğu İsrail’in işine gelecektir ve İsrail bu durumdan gayet güzel nemalanmayı bilecektir. Nitekim İsrait Savunma Bakanı Liberman’ın olaya ilişkin açıklaması bu söylediğimi doğrular mahiyettedir.

Katar’ın Türkiye’ye yakınlığı ve ABD karşıtı söylemleri ile son zamanlardaki Türkiye’ye yakınlığı ve Türkiye ile giderek büyüyen ticareti ABD’nin rahatsız olmasına neden olmuştur.

ABD, karşısında giderek sivrilen bir Türkiye var. Her gün biraz daha büyüyen ve ABD’nin darbe oyunlarını, piyonlarını, itlerini deşifre etmiş bir ülke var artık. Dolayısıyla kartlar açık oynanmasa da üçüncü şahıs veya devletler üzerinden savaş/çatışma devam ediyor… ABD, her ne kadar Türkiye’ye karşı söylemlerinde bir aşırılık hissettirmese de -inanıyorum ki – Türkiye daha doğrusu Türkiye’nin lideri Erdoğan, ABD’nin dostluğunu(!) çözmüş vaziyette. 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki gücün ABD olduğunu sanırım artık herkes anlamış durumda...

ABD’nin Orta Doğu’daki en büyük askeri üssü de Katar’da… ABD, bu üssü kaybetmek istemeyecektir. Ahmak Arap ülkeleri kendi içinde birbirini yerken ABD, bol bol silah satacaktır ve Katar ile de arasına mesafe koymayacaktır...

Yeri gelmişken söyleyelim, Türkiye ile İran, sürekli olarak karşı karşıya getirilmek istenmekte. Hamdolsun ki Türkiye bu oyuna gelmemiş ve inşAllah gelmeyecektir de.

TÜRKİYE BU SÜREÇTE NEREDE DURMALI?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar krizinin çözümü için liderlerle görüşmeye devam ediyor. İnşAllah başarılı olur. Türkiye’nin tavrı ne olmalı sorusuna da cevaplarımı maddeler şeklinde vereceğim:

1. Türkiye’nin Katar’ı desteklemesi söz konusu olsa da bu desteği çok aşikâre yapmamalı.

2. Türkiye öyle veya böyle tarafların barışmasını sağlamalı. Aksi durumda zararlı çıkacak olanlar Müslümanlardır.

3. Ortadoğu Coğrafyasında kanın durması için itidal çağrıları ile yetinilmemeli. Bu sürecin sonunda yine Müslüman kanının akması an meselesidir ve inanıyorum ki, bu kanın akması için elini ovuşturan itler bir hayli fazladır.

4. Türkiye’nin müdahalesi çok önemlidir. Bunu yapacak başka Müslüman bir ülke halkı yoktur.

5. Geçmişte olduğu gibi Türkiye, İslam ülkelerine liderlik yapmalıdır. Aksi taktirde İslam ülkelerini parçalayıp yutacaklar ve biz sadece izleyeceğiz!

UNUTMAYALIM

Haysiyetsiz, kan emici canavarların bu topraklar üzerindeki emellerinin hiçbir zaman bitmeyeceğini unutmayalım!

Gelinen süreçte, şayet kriz devam ederse bundan en çok Müslümanların zararlı çıkacağını hesaba katıp Müslüman olduğumuzu unutmayalım!

Her ne kadar “Barış, Demokrasi, Özgürlük vs… ” mavalları okunsa da, bu sözlerin sadece güçlülerin, zorbaların zulümlerini meşrulaştırıcı birer kılıf olduğunu unutmayalım!

ALLAH ‘ın biz Müslümanlara, “Ne yahudiler, ne de hristiyanlar, sen onların dînine uymadıkça asla senden razı olmayacaklardır…” dediğini ASLA UNUTMAYALIM.

***

KATAR’A GÖSTERİLEN TEPKİNİN YARISINI ABD’YE GÖSTEREBİLİR MİSİNİZ?

Keşke Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn, BAE, Yemen, Libya ve Maldivler, Katar karşısındaki BU CESARETLERİNİ ABD KARŞISINDA DA GÖSTEREBİLSEYDİLER!

Bugün terör ve terörizmin bana göre en büyük kaynaklarından biri ABD’dir. Katar’a gösterilen tepkinin yarısına maalesef İslam ülkeleri, ABD’ye karşı gösterememektedir.

***

Allah cc. biz Müslümanları doğru yoldan ayırmasın, basiretimizi açsın, bizlere doğruyu eğriden ayırma ferasetini versin, bizleri zalimlerden, zorbalardan, aklını başkasının cebine koyanlardan etmesin. Hem dünyamızı hem ahiretimizi cennet kılsın, biz Müslümanları gerçek anlamda kardeş kılsın…

Çok uzattım, farkındayım ve özür diliyorum…

Hayırlı Ramazanlar diliyorum.

Bu yazı toplam 1739 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yazılan yorumlar hiçbir şekilde www.adilcevaz13.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.