Dünya kuruldu kurulalı, insanlık şimdiye kadar ABD’nin yaptığı katliamla ve zulümle karşılaşmamış desek yanılmamış oluruz. Zaten ABD’nin kaşifi tamı tamına sekiz milyon Kızılderili katledilerek işgal edildi. Mazlum Kızıldere’lilerin kanı üzerine inşa edilen bu sömürgeci devlet kurulduğu günden beri, Dünyanın dört bir yanında kan ve göz yaşı hiç eksik olmadı.

Osmanlı Devleti yıkıldıktan sonra, son yüz yılda ABD’nin dünyanın liderliğine geçmesi ile İslam beldelerinde satın aldığı işbirlikçileri ile birlikte, katliamlarını bugüne kadar sürdürmeye devam etti. Sözde müttefikimiz olan bu devlet, eskiden terör örgütlerine gizli gizli yaptığı desteği, son zamanlarda DEAŞ ile mücadele adı altında bir diğer terör örgütüne açık açık silah desteği sağlayarak bölgeyi dizayn etmeye çalışıyor. Oysa DEAŞ denen terör örgütünü kurarak ümmetin başına bela eden yine ABD’nin ta kendisidir. Oyun içinde oyun maalesef… Müslümanlar oynan oyunu fark edemezlerse akacak daha çok kanımız, yanacak çok canımız olacak.

Geçtiğimiz ay, ABD Başkanı Turumpun  Sudi Arabistan’a yaptığı ziyaretin sebebi hikmeti, üç yüz milyar dolarlık silah satışının dünyadaki yankıları devam ederken, Bir sabah uyandığımızda, Arap ülkeleri  başta Sudi Arabistan olmak üzere Yemen, Mısır BAE gibi devletçikler  Turump amcalarından aldıkları talimatla, bir anda  diğer bir Arap devleti olan Katar ile maddi manevi bütün ilişkilerini kestiklerini tüm dünyaya duyurarak Müslüman Katar halkını göz göre göre açlığa ve susuzluğa mahkum etiller. Tıpkı Yezidin Hz Hüseyin’e yaptığı zulmün farklı metotla tekerrür edilişini izliyorduk. Yezit algısı ve zulmü dün ne idi ise bugünde aynıdır. . Bugünkü modern Yezitler gibi zalim Yezitte kendine Müslüman diyordu.

Anadolu’da bir tabir var. "Kızım sana diyorum gelinim sen anla" Aslına bakılırsa Katar bahane edilerek hedef Türkiye ve İran idi. Irak’ı, Suriye’yi, Libya’yı, Yemen’i  Bertaraf eden Emperyalist  devletler Ortadoğu’nun en güçlü iki devletini devre dışı bırakmak için bölgede mezhep savaşları çıkartılarak bölgenin içinden çıkılmaz bir maceraya sürüklemekti.

Bütün bu iğrenç oyunlar karşısında başta Türkiye ve İran, Müslüman Katar’a yapılan ambargoyu havadan ve denizden bozarak sahip çıktılar. Aynı gün TBMM Katar’a Asker gönderme kararı alarak tüm zalim güçlere adeta kafa tutarcasına meydan okuyarak, Devletimiz küffarın ve zorbanın değil, mazlumun yanında yer alarak yeni bir tarih yazdı. Bu durum Ortadoğu’yu yeniden şekillendirmeye çalışan başta ABD ve onun kukla rejimlerinin yapmak istedikleri oyunlar boşa çıkmış oldu. 

Ne zaman ki büyük lider Erdoğan, "Dünya beşten büyüktür" diyerek emperyalist devletlerin ezberini bozduğu gibi dünya mazlumlarının sesi olduğu o gün. Bütün küresel şer güçler, ülkemizi hedef alarak dize getirmek için yapmadıkları fitne ve saldırı kalmadı. İçimizdeki hain işbirlikçileri başta FETO, PKK, DEAŞ, DHKPC gibi bütün terör örgütlerini, canlı bombalarıyla, hendek savaşlarıyla, Gezi ve 17-25 Aralık yargı darbesi, son olarak 15 Temmuz silahlı darbe girişimi ile ülkemiz kuşatılmaya ve dizayn edilmeye çalışıldı. Bu günlerde yeni senaryolarla yeni Gezi kalkışmasıyla kaos senaryoları yapılmaya çalışılsa da Allah’ın izni ile bu nafile girişimler, millete karşılık bulmadığı gibi tepkiyle karşılanmaktadır.  

Küresel şer devletler ve içimizdeki hain işbirlikçilerinin türlü türlü oyunlarına, entrikalarına, yalan yanlış fitne ve iftiralarına rağmen, Bu asil millete, şehit olmak için tankın önünde yatma cesareti olduğu müddetçe… Allah’ın yardımıyla bu ülkeyi yıkamayacaksınız, bölemeyeceksiniz istediğiniz gibi dizayn edemeyeceksiniz vesselam.

Allah’ın laneti tüm zalimlerin ve işbirlikçi hainlerin üzerine olsun.