İnsanlar ne çok bilgili oldu, farkında mısınız? Dikkat ettiniz mi bilmiyorum. Doğrusu ben çok ama çok dikkat ediyorum. Hatta öyle bilgili olduk ki, artık bilgilerimizin kaynağını bile tak diye yapıştırıyoruz anlattıklarımızın sonuna. Öyle ki muhatabımız da, altta kalmamak için, içten içe karşı atak sendromu yaşıyor ve bu saliselik düşünceler sonucunda atıveriyor ortaya bir şeyi... Çık işin içinden çıkabilirsen tabi!

Evet, çok biliyoruz. Yok yok şaka değil, gerçekten çok biliyoruz! Öyle ki sürekli hasta olan gariban annemize aldığımız ilaçlardaki reçeteleri okuya okuya, bir an doktorluk mesleğinin aslında o kadar da zor olmadığını, bunu kendimizin de yapabileceğini düşünüyoruz mesela. Sıradan bir muhabbette sıkıntılarını dile getiren vatandaşlara acil yardımda bulunuyor ve sıralıyoruz o çok bildik cümlelerimimizi! "Haaa! Öyle mi! Benim kaynımın da öyle olmuştu. ... Aldı, kullandı-sürdü geçti..."

Her şey bazen ne kadar da basit ve saçma  oluyor değil mi? Mesela Çocuğunuzun öğretmeni çoğu zaman o çok bildik tavırlar yüzünden "ne biliyor ki!" edebiyatına maruz kalıyor ve durumu karşı tarafa "ne yapsam da" aktaramayacağım, diye düşündüğü için, manalı bir gülüşle devam ediyor hayatına kaldığı yerden.

Evet evet! Hayat ilginçlikler ülkesi. Tıpkı bir ünlü düşünürün "Para kazanmak için çalışıyorlar, sonra da sağlıkları için para harcıyorlar ne ilginç!" dediği gibi. 

Sahi, biz neden böyle çokbilmiş olduk! Acaba çok mu kitap okuduk?

Masa başında işini yapmakta olan adama kızıyoruz içten içe. Böyle mi memurluk yapılır diye kızıyoruz.  Bilinçli vatandaş olmayı becer(e)mediğimizi hiç düşünmüyoruz mesela. Oturduğumuz yerden hiçbir kitaba el sürmeden içindekileri kısmını biliyor ve yapıştırıyoruz etiketi: "O kitap beş para etmez! ... yayınlarından hayır gelmez..."

"Abi okudun mu kitabı? Aman ne okuyacağım o salak kitabı! Ama ağabey adam o kadar emek sarf etmiş... Hay ben onun emeğine..."

Bunları, bu sözcük ve cümleleri günlük hayatta ne çok kullanıyoruz değil mi? Oysa hiç düşünmedik; aslında gidebileceğimiz yolun, vardığımız yoldan çok daha öte olabileceğini.

Çok bildik cümlelerle bu hayatı nereye kadar, ne kadar anlamlı yaşayacağımız merak konusu!