İlçemiz yerel seçimlerin arifesine girerken, siyasetin nabzının atmaması aslında demokrasiyi içselleştirdiğimizin göstergesi olsa gerek. Yerel seçimler bazen tatlı bir rekabeti doğurur, bazen de toplumun keskin, bir o kadar da birbirini ötekileştirmeye varan akraba ve komşuluk ilişkilerine zarar verecek noktaya gelir.

Adilcevaz’da son on yılda akıl almaz bir yerel siyaset anlayışı, toplumun birbiriyle küsmesine, darılmasına sebep oldu. Bu da ilçemizin geri gitmesine, küçülmesine yol açtı.

Demokrasi, farklı düşünce ve fikirlerin birbirine tahammül gösterdiği bir yarıştır. Bu yarışta en çok kim çalışırsa, halkla ilişkilerini samimiyet, özveri, projeler üzerinden yürütürse, muhtemelen kazanan o kişi olacaktır. Her şey sandıktan çıkan sonuç değildir. Kirli yollarla gelen, kirli gider. Hoş görüyle gelen, hoş görüyle gider.

Fitne tohumları ekerek toplumu birbirine düşürmeye çalışan, akrabalığımıza kardeşliğimize zarar ve ziyan getirecek, güç, şiddet, dedikodu, ötekileştirme, tahammülsüzlük anlayışları bu toplum tarafından itibar görmeyecektir.

Sevginin, merhametin dilini ilahi rıza ölçüsünde kalbi olarak kullanamayanlar, umut tacirliği yaparak, aş-iş sözleriyle vatandaşın halisane duygularını istismar edenler, kazanmış olsa da kaybetmiş sayılır. Çünkü yalan dolan üzerine inşa edilmiş siyaset ve yaşam tarzları zelil ve rezil olmaya mahkumdur. Bu milleti istismar eden nice siyasetçi ve devlet adamı halkın ahını ve  bedduasını alarak tarihin sayfalarında bir çaput gibi yer almışlardır.

Bu ülke geçmiş yıllarda kirli ve yalan siyasetten çok çekti. Bu millet, meydanlarda nelere şahit olmadı ki. İki anahtar sözü (ev, araba) verenler, işsizlik rakamlarını sıfıra düşüreceklerini vaat ederek, ekonomiyi dize getireceklerini söyleyerek, vatandaştan oy devşirerek iktidar olan zatların bir çoğu rezil rüsva oldular.

Bugün ne eski Türkiye, ne de eski millet var. Bu gün bilinçli, bilgili ne istediğini bilen, ülke ve toplumsal taleplere duyarlı, devletinin kalkınmışlığını öncelik alan, yaşam standartları yükselmiş, kendine öz güveni olan Anadolu insanı olduğunu unutmamak lazım.

İlçemize geçmiş yıllarda hizmetleri olan birbirinden kıymetli Belediye Başkan adaylarına buradan bir fakir kardeşiniz olarak haddimi aşarak seslenmek istiyorum.

Adilcevaz son yılların en sakin, sessiz seçimini geçirmektedir. Bunda sizlerin ve Adilcevaz halkının çok büyük katkısı var. Değerli başkan adayları; Adilcevazlı huzur istiyor, sessizlik istiyor, kaos ve kargaşa istemiyor. 30 Mart yaklaştıkça sizlere yaranmak isteyen yalaka provokatörler, fitne çıkarmak isteyenler, sizlerin ve taraftarlarınızın hakkında olmadık dedikodular üreterek tansiyonu yükseltmeye çalışabilirler, lütfen bunlara müsaade etmeyin. Nihayetinde yarışı bir kişi kazanacak. Kazanmak için çok hırslı olmamak lazım, kin ve nefret söylemlerinden uzak durup, İnsanları bana oy veriyor vermiyor diye ötekileştirmeden, taraftarlarınıza birlik beraberlik ve kardeşlik mesajları vererek ortamı yumuşatmış olursunuz.

Her şey sandıktan çıkan sonuç değil, önemli olan kazandıktan sonra birlik ve beraberliği sağlayabilmektir. Vatandaşın duasını ve gönlünü kazanamayanlar sandıktan çıksa ne yazar.

Günümüzde de  bazı kişilerin milletten aldıkları emanete hıyanet ettiklerine, tevazudan uzak, kibir ve gurur abidelerinin nasıl itibarsızlaştığına ve tasfiye olduğuna şahit oluyoruz.  Buna inanın bu defa sağduyu kazanacaktır .

Son olarak, çok değerli  Başkan adaylarına başarılar dilerim. Çıktığınız bu yolda Rabbim yar ve yardımcınız olsun. Kazanan Adilcevaz olsun.

Sevgiyle kalın...