Bosna Hersek Yolculuğu
Balkanlar'a ANESİAD (Anadolu Sanayi İşadamları) olarak oradaki Müslümanların durumunu, ticari faaliyetlerini öğrenmek için 51 kişilik bir kafile ile Kosova, Makedonya ve Bosna Hersek'e birer gezi düzenledik.
Bosna Hersek'i bu yolculuğumuzda ele alacak olursak, şunları gördük Yugoslavya'nın 1980'de ölen mareşal Tito'dan sonra 20 yıl süren kargaşa ve savaşta etnik yapı, ve ideoloji savaşlarının o topraklarda yaşayan İnsanları hem dini, hem maddi olarak darmadağın etmiştir. Bosna Hersek Balkanlar'da dağılan Yugoslavya'nın yedi devletinden biridir. Nüfusu yaklaşık 4 milyondur.
Halkın yüzde 42'si Müslüman, yüzde 58'i Hristiyandır. Bu topraklarda Batı'nın desteği ile 92 savaşı başladı. Batı, savaş olmadan ülkede tüm etnik yapılardan küçük büyük ne kadar silah varsa toplatacağız dedi. Bu emre inanarak herkes silahını teslim etmiştir. Ama maalesef daha sonra anlaşılmıştır ki sadece mazlum Müslüman halkların silahları alınmış ve batı yanlısı, Müslümanlara düşman olan Sırp ve Hırvatlar'a savaş için silah dağıtılmıştır. Bu acı savaş 3 yıl sürdükten sonra 1995 Fayton Anlaşması ile barış gerçekleştirilmiştir.
Bosna savaşında yüz bin insan ölmüştür. Sırplar Boşnaklar'a saldırırken şöyle diyorlardı: "yarın akşam Türkler'e saldıracağız" diyorlardı. Çünkü onlar için Boşnaklar'a saldırmakla Türkler'e saldırmak aynı şeydi. Dini sempolar ve ibadet yerleri, Boşnak Hırvat ve Sırplar'ın aynı bölgede ve bazen on metre arayladır. Son yaşanan savaşta belli yerlerdeki bu ibadet yerleri tahrip edilse de ülkemizdeki fedakar Müslümanlar sayesinde başta camiiler olmak üzere tamiri yapılıp, ibadete açtırılmıştır.
Bosna'nın Mostar kentinde yol alırken şehirin nüfusü %50 Hırvat, %50 Boşnaklardan oluşmaktadır. Ama maalesef savaştan önce bu şehirde otuza yakın cami bulunurken savaş döneminde yapılan saldırılardan sonra ayakta, faaliyette olan 18 camii kalmıştır.
Yani kısacası, Balkanların son 100 yılında Enver hoca, Lenin, Tito ve komünizm silindir gibi bu halkın üzerinden geçerek ülkeyi yaşanamaz hale getirmiştir. Borsa Hersek'te yaşanan bu kadar acıdan sonra ilk demokratik seçim yapıldığında seçime giren ilk cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç in bartisi kazanmıştır.
Aliya İzzetbegoviç bu gün dünya tarihinde fikirlerince en çok değer verilen sevilen mücadeleci bir yapıya sahip olmasına rağmen Sırpların ve Hırvatların aleyhte propagandaları sebebiyle Bosna'da onun değeri yeterince anlaşılmamıştır. Bosnada Aliya'nın mezarını gezerken şunu gördük mezarındaki Şahin çıkıldığı kadar fikrine sahib çıkmayan bir insan seli gördük. O görkemli mezarlıkta sadece kendisinin değil onun dava arkadaşlarının da bu gün bu mezarlıkta yattığını gördük.
Saraybosna deyince 1500'lü yılların başında yaşayan Hüsrev Paşanının yaptığı camii, saat kulesi, hamam ve medreseler gelir akla ama maalesef halkının ekonomi durumu, devletin vurdum duymazlığı buranın bakımına dikkat edilmediğini gösteriyor. Türkiye'deki Müslümanların başta Tika olarak yaptıkları çalışmalar sonucunda buralarının restorasyonları yapılarak halkın hizmetine sunulmuştur.
Sonuç olarak yeryüzünde iyi insanlar ve iman edenler yeryüzünün imarı insan neslinin ıslahı ile kendilerini sorumlu tutarlar. Herkes bu sorumluluğu yerine getirirse yeryüzünde fitne ve kargaşa en asgari düzeye iner. Biter diyemiyoruz. Çünkü İnsanlığın imtihanı için ahirete kadar sorunlar bitmez.
YAZIYA YORUM KAT